10 Aralık 2012

şimdi?

Çok zaman oldu buralara yazmaktansa defterleri doldurdum durdum.Aslında anlatacaklarımı zaten dinleyen biri vardı ve benim sesimi duyurmaya ihtiyacım yok sanıyordum bu sebepten. Ki zaten anlaşılmayacaksa yazmak neden?
Meşakatli uğraşlarla oyalamaya başlamıştım kendimi duymamaya başladığımda. ses gelmedi bir müddet. Ben beni duymazken başkası  nasıl kulak kesilsin ki...
Görmezden gelmek sonuca götürmedi. En azından planladığım sonuçları bana getirmedi.
O zaman bırakma kararı aldım.
Bir müddet önce bu kadarı bile dahil değildi hayatıma. Olmasa ne olurdu?
İçimden bu geçti ve ben duydum.
Şimdi sen duy.

01 Eylül 2012

sakin.

Memnun olmadığım ortamlar içerisinde tahammül sınırlarımı zorlayacak derecede fazla kaldığım zamanlarda alıyor beni bir telaş; istemediğim hayatı mı yaşıyorum acaba...
Çünkü açık ve net bir şekilde istemediğim insanları tanımlamış, elemişken hayatımdan bir türlü çıkaramamış olduğumu görünce bir canım sıkılıyor ki sorma.
Hayatlarımız düğüm düğüm olmuş, hani tek tek çözüp ayıklayamıyoruz. Senin bir dalın benimkine değiyor benim dalım girmiş başkasının köklerinde karman çorman...
Ayıklamak istiyorum, istiyorum ki kimse değmesin benim sınırlarıma. Benim müsade ettiğim yere kadar dahil olabilsin bana ve benim istemediğim yerde kalsın. Zorlamasın daha fazla şansını.
O zaman gelenlerim geliyor...
Of bu gece çalışacağım diye söz vermiştim kendime yine nerden esti bunlar......


http://fizy.com/#s/1ago1n

30 Mayıs 2012

yok başlık

Olmuş gecenin kör vakti sen kalk geçmişinle hesap işine gir.
Akıllı geçinirim bir de.
Beynimi...


Kendime not: bunları buraya değil defterine yaz. 
öpt kib bye.

03 Nisan 2012

organizasyon işine mi girsem...çok pis gaza geldim

Bu aralar pinterest.com' a dadanmış durumdayım. Özellikle weddings & events kategorisinde bir hayli vakit harcıyorum. Hatta oradan topladığım fikirleri uygulamaya sokmak için durmadan fırsat yaratıyorum kendime.
Örneğin bu hafta için bir doğum günü partisi düzenlemek için kolları sıvadım. Kavaklı sahilinde ki evin bahçesinde yapmayı planlıyorduk ki doğum günü sahibi olup da başına geleceklerden bir haber olan erkek arkadaşıma öncelikle bahar temizliği adı altında bahçeyi temizlettik =). 
Sitede ki paylaşımlarda gördüğüm kadarıyla sıfır maliyetle çoook çok güzel şeyler yapılabiliyor.
hani kullanılmayan kavanozlar ve mumlarla yapılan fenerlerden tut da, tüllerle düzenlenen masalar ağaçlar vs...
bakıyorum bakıyorum diyorum ki ben de yaparım ne var yani...
kocaman bir masa kurup bütün sevdiklerimizi toplasak etrafına, minicik ışıklarla ağaçları giydirsek, çiçekler rengarenk açsa masamızı süslese vs vs vs...
Şöyle ki gerçek hiç de o kadar kolay olmuyormuş.
Öncelikle bir kaç kavanoz ve mumluk alıp tellerle bağlayıp askılarını hazırladım. 
Hali hazırda olan meşaleleri de eklersek aydınlatma için güzel ve yeterli olur diyorum. (Umarım ağaçları yakmam tabii süsleyeceğim derken)
Erkek arkadaşımın annesinin vaktinde tam bir parti kızı olduğunu öğrenmem de iyi oldu =) 
Bu tür davetler için kullandığı hazır masa örtülerini ve süs çiçekleri de çıkarttık çatı katında kuytu köşede kalmış olan. Yıkadık pakladık Kağan bahçede debelenirken...
Masa aydınlatmaları için de eski şarap ve tekila şişelerini kullanmayı planlıyorum. Şişe ağızlarına birer mum dikildi bile, atölye de hazır ve de nazır beni bekliyorlar.
Masa örtüsünün renklerinde tüller de varmış ağaçlara ve çardak ayaklarına bağlamayı düşünüyorum.
Şimdiye kadar her şey tamam gibi de, endişem o ki bahçe bittiği zaman benim hayal ettiğim gibi değil de o fotoğraflarda gördüğüm organizasyonların daha taşra versiyonu olacak gibi =)))

Hayal ettiklerimle uygulayabildiğim daha doğrusu 1 hafta da yetiştirebildiğim nasıl olacak merakla bekliyorum.



28 Mart 2012

1 eksik 1 fazla?

Sıradanlaşabiliyor herkes zamanla. Acı kat sayısı etkisini kaybettirecek kadar küçülüyor.
Kızıyordum başlarda.Yaşanan onca şeyden sonra ben yokmuşum gibi davranılmasına. Belki bir savunma mekanizmasıydı bu kendi için, benden uzak kalabilmek için veya mutsuzluğundan kaçabilmek özgür olabilmek için... Bilemem şu an ne sebeple bu şekilde davranıldığını. Şimdi oturup da buna kafa yormak bile yersiz ve zaman kaybı. Benim söylemek istediğimse zamanla yapılana duyulan o kızgınlık bile geçiyor hafifliyor. Yanından geçip giderken yabancıymışım gibi davranan, şimdi bana hakikaten yabancı. Şimdi içim kaynamıyor neden böyle oldu neden bu şekilde bitti diye. Öyle oldu işte. Değiştirecek değilim ya. Ya da bunun için inatla çabalayacak değilim bu saatten sonra. Tanıdıklarımın içinde 1 eksik 1 fazla...
Bugun farkettim ki soğumuş içim; o da öyle biri işte dedim, dedim ve şaşırdım.

bu da cuk düştü.

http://www.youtube.com/watch?v=d9NF2edxy-M&feature=relmfu


20 Mart 2012

küçük bağlar

Geçmişte yaşamak değil anlatmak istediğim,
Sadece geçmişte yaşanılan o anda ne kadar da mutlu olduğunu unutmamaya çalışmak.
O zaman mutluydun, şimdi neden unutasın ki?
Ya da neden o an yaşanmamış gibi davranma çabası içinde bütün izlerini silesin ki?
Saklarım.
Sakız kağıdı bile olsa saklarım.
Atmadım.
Atmam.

23 Ocak 2012

özel değil kimse.

Daha önce de oturup buna kafa patlatmıştım.
İnsanlar durağan varlıklar değil, sürekli değişiyoruz...Bazen bir durumdan bir başkasına ve sonrasında daha da başkasına olan bir dönüşüm değil bu. Çoğunlukla iki durum arasındaki geçişlerden ibaretiz. İşimize gelirse iyi ve yine gelmezse kötü gibi...
Çoğunlukla da görmek istediğimizi gördüğümüzü sanıp karşımızdakine ona sormadan farklı farklı kimlikler yüklüyoruz. Tutuyor mu bilmem! Ben henüz tutturamadım o ayrı... Farklı yerlere koyup insanları daha sonradan aslında benim çizdiğim dairenin içine girmeyi bırak etrafında bile dönmediklerini görüp hayal kırıklığı yaşattığım da oldu kendime.
Ustam demişti bir kere; dengeli insan her daim tutarlı olan kişi değildir, ayarı kaçtığında hemen dengeyi kurabilendir dengeli insan.

18 Ocak 2012

sonradan üzülürüm söylenenlere

Söylerim söverim sinirle o an aklımdan ne geçiyorsa dile getiririm belki...Sonradan üzülürüm az daha sussam olmaz mıydı diye...
Kontrolümü kaybetmemek adına iki üç sabredebilirim belki ama film kopunca da beklemeyin yani sakin kalayım.Ayarım kaçıyor.

Oluyor bazı bazı.


03 Ocak 2012

yeniden

yeni bir kaset aldım. 
sevdiğim parçaları kesik kesik dinlemek yetmedi.
bir daha böylesi olmaz derken annem haklı çıktı ;
"her zaman daha iyisi çıkacaktır eğer bir şey yitip gidiyorsa."
evet annecim haklısın.

09 Aralık 2011

sonra işte öyle oldu

Ama ben devam da ettim yaşamaya. Durmadım hiç. Eskiden kasetlerimiz bozulunca hani o bozuk kısmını keser bandı üst üste gelecek şekilde yapıştırıp devam ederdik ya aynı bandı tekrar tekrar dinlemeye, öyle yaparım diye kestim bandımı bozulduğu yerden. Yapıştıramadım yokken sen ama bandımın geri kalanı sağlam hala. Belki üzerine yeni bir şeyler bile kaydedebilirim yapıştırdığım zaman. Şimdilik kendi kendime hayal gücümle dolduruyorum eksikleri. Tek tek. Elim varmadı henüz.
Bitirdiğimde şarkım belki atlaya atlaya ilerleyecek ama ilerleyecek.